Nazi ırk kanunları kimin Yahudi olup kimin olmadığını, Yahudi kimliğinin biyolojik bir miras olduğu yönündeki yanlış bir temele oturttukları “ırk geçmişine” göre belirlemekteydi. 1939 ve 1945 yılları arasında, Avrupa’daki pek çok Yahudi'nin, Nazi ırk kanunlarının uygulanmasını kolaylaştırabilmek adına kendilerini Yahudi olarak tanımlayan rozetler ve işaretler takması şart koşulmuştu. Bu durum, Heydrich’in “Yahudilerin nüfusun tamamının dikkatli gözleri ile kontrol altında tutulmasını” sağladı. Buna ek olarak, toplama kamplarının Yahudi mahkûmları, mahkûmların renkli üçgenler ile etiketlendirilmesi sistemi ile daima Yahudi olarak tanımlanmaktaydı. “Sarı Yıldız” deyiminin, Holokost’un önemli bir sembolü haline gelmesine rağmen, tasarım ve renklerin farklılık göstermesi nedeniyle Sarı Yıldız yerine “Yahudi rozetleri” deyimini kullanmak daha doğru olur.
Yahudilerin, Holokost’tan önceki yüz yıllarda da sık sık özel kıyafetler ve renkler giymeleri gerekmekteydi. Rozet kullanımı konusundaki en erken kayıtlar, Bağdat’tan gelen Yahudileri tanımlamak için M.S. 9. ve 10. yüzyıllara aittir. Uygulamanın Avrupa’daki ilk kaydı ise, Yahudi karşıtı vahşet ve dışlama dalgasının hemen öncesinde yer alan 1215 tarihli 4. Latran Konsili’ne dek ulaşmaktadır. Tanımlayıcı rozet veya kıyafet kullanımı, topluluklar arasında ayrımı güçlendirdi ve Yahudileri kötü muamele ve şiddet için kolayca saptanabilir hedefler haline getirdi.
Kamplardaki Yahudi mahkûmlar, Holokost sırasında (Nazi ırk kanunları kapsamında Yahudi kabul edildiklerini belirten) sarı bir üçgeni, o kişiye özgü “suçu” tanımlayan farklı bir renkten oluşan bir diğer üçgen ile birleştirerek oluşturulan Davut Yıldızı takmak zorundaydılar. Çoğu Yahudi, “politik” mahkûm olarak tanımlanmakta ve bu nedenle rozetleri sarı üzerine (politik mahkûmlarla özdeşleştirilen renk olan) kırmızı bir üçgenden oluşmaktaydı.
Genel Hükümet’te (Almanya’ya doğrudan dahil edilmeyen, işgal altındaki Polonya) yer alan Yahudilerin, Kasım 1939’dan itibaren tanımlayıcı işaretler takmaları gerekmekteydi. İşaret, üzerinde mavi bir Davut Yıldızı bulunan beyaz bir kol bandından oluşmaktaydı ve 10 yaş üstü tüm Yahudiler tarafından taşınması gerekmekteydi. Benzer tedbirler, Haziran 1941’deki Alman işgalinin ardından SSCB’de yaşayan Yahudiler için de uygulandı.
Almanya ve Reich bölgelerinde, Yahudileri rozet veya işaretlerle tanımlama teklifleri 1938’de yapılmasına rağmen, gettoların oluşmasına neden olabileceği gerekçesiyle reddedilmişti. Reich yönetiminde yaşayan tüm Yahudilerin sarı yıldız takma zorunluluğu, 1 Eylül 1941’i buldu. Bunsan kısa bir süre sonra, ilk Alman Yahudileri, Doğu’ya tehcir edildi. Wartheland ve Silesia gettolarındaki Yahudilerin rozet takma zorunluluğu çok daha önce getirilmişti. Slovakya ve Romanya da Eylül 1941’de yıldız uygulamasına başladı.
Yıldız, Belçika, Hollanda ve Alman işgali altındaki Fransa’da ise 1942 baharında, bu Yahudi topluluklarının toplu tehcirinin bir parçası olarak uygulamaya sokuldu. Ağustos 1942’de, yıldız uygulaması hakkında bir kanun Bulgaristan’da devreye sokulmasına rağmen çok az Yahudi bu kanuna uydu. Almanların ülkeyi işgalini takiben, Mart 1944’te yıldız kullanımını getiren en son ülke Macaristan oldu.